25 Mart 2010 Perşembe

inanmak

Bir arkadaş bugün bana: “Eee o kadar da güzel değilmiş hayat, değil mi?” dedi(Ne hainlik aslında. Sanki gülüp oynuyorum neyse, konu bu değil, olmasın da zaten.)çocukluğumda başlayan ve bütün hayatımda devam eden bir inanca inandım ben; hep iyi olmak. Ama bütün kalbimle! Çocukluğumdan bu yana çok güçlü bir inançla yaşadım hep. Benim için fark ederdi. Her şey fark ederdi. En küçük kıpırtıdan en büyük değişime...Birini mutlu etmek, birini gülümsetmek, ferahlatmak, faydalı olmak çok önemliydi, Fark ederdi, çok fark ederdi. Yağmur, güneş, rüzgâr, iyi kötü, ekşi tatlı fark ederdi...Adına güçlü olmak dediğimiz o şey var ya...Birileri senin inancının beline beline odunla vururken, seni aşağılayarak, zor kullanarak, dallarını sarsarak, baltalayarak yıkmaya çalışırken senin direnmen, direndikçe, ayakta kaldıkça güçlendiğini sanman... İnancımın bel kemiği kırıldı benim biliyor musunuz... Sanırım ayakta dursam da kanımın aktığını hissetemem, zaman zaman yağmurun da rüzgârın benim için fark etmemesi bu yüzden...
Bir şeye inanmanın güzel tadını kaybettim ben...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder