23 Mayıs 2010 Pazar

Özgürlük


Bu sabah kapı ziliyle uyandım dağınık saçlarım pembe pijamalarımla ısrarla çalan kapıya koştum...Sütçü teyze süt alırmısın kızım dedi güldüm sabah sabah yangın var gibi kapı zilini çalışına...Hala varmış demekki çocukluğumuzda kalan sütçüler:) Hafif rüzgârla birlikte gelen şahane bir koku vardı... Çocukken içimde çiçekleri yeme arzusu uyandıran, insanın içinde binbir karmaşaya sebep olan o nostaljik koku.Çocukluğumdaki bahçe hiç değişmedi kokularda... Bir sandalye alıp oturdum balkona ...


Önümde uzanan yemyeşil bahçeye bakarken“Zenginlik dediğimiz de nedir” diye geçti aklımdan...Her sabah çiçek kokularıyla uyanacağınız bir evde oturmak mı? Hergece boğaz manzarasında uyumak mı? Pembe spor bir arabaya binmek mi? Kim olduğunuzu anlatma iddiasında olan banka hesabındaki para miktarı mı? Bir tane yetmez üç beş tane evin olması mı? Yurtdışında okudum diyebilmek mi?

Eyvallah etmemek midir zenginlik, kaybetme endişesiyle boynunu yataydan düze getiremeyerek edinilmiş konum mudur? Sağlıkla uyanabilmek mi, uyumak için alınan ilaçların verdiği uyuşuklukla bütün bir günü hiçbir şeye aldırmadan, avare geçirebilmek mi?


Peki ya özgürlük dediğiniz nedir? Ağzınıza geleni söyleyebilmek midir yoksa aklınıza geleni mi? İyi para kazanabileceğiniz bir işe sahip olmak mı?Kimseye bağlanmadan yaşamak mı ? Birine bağlı olup başkalarının kölesi olmak mı? Konuşmak özgürlük mü getirir yoksa geleceğe ipotek mi?


Budur düşüncem diyebiliyorsan ve korkmuyorsan kapı sesinden...Hayatı yaşamanın 50 yaşında bir eve bir arabaya sahip olmak olmadığını biliyorsan...Ve en önemlisi kimseye boyun eğmiyosan ozaman özgürsün elbette...

23/05/10-10:15

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder